26 Mart 1905 yılında Viyana’da Musevi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Viktor Frankl Avusturyalı bir psikiatr. 1.Dünya Savaşı esnasında hayatının üç senesini Hitler’in toplama kamplarına geçiren Frankl, 1945 yılında Amerikan askerleri tarafından kurtarılana kadar yine bu kamplarda annesi, babası, erkek kardeşi ve karısı dahil her şeyini kaybediyor.
Savaş sonrası Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görev alan Frankl 1946 yılında yine Viyana’daki ünlü Nöroloji Polikliniği’nde temellerini toplama kamplarında yaşadığı deneyim ve tecrübelere dayandırdığı Logoterapi’yi geliştiriyor.
Toplama kamplarında ve savaşta tüm bu çekilen acılara rağmen hayatta kalabilen esirlerin, hayatlarında her şeye rağmen hala bir anlam bulabilen bireyler olduğu Frankl’in dikkatini çekiyor. “En olanaksız, en insanlıktan çıkartılmış, acı veren ve şahsiyetsizleştirilmiş durumlarda bile hayatta bir anlam bulmak mümkün” diyor Frankl “ve böylelikle acı çekmek bile hayatın anlamı olabilir.”
“tünelin sonunda her zaman bir ışık gören, hayata ümitle ve anlam duygusuyla bağlanan insanlar buralarda hayatta kaldı”.
Bu senelerde ilk versiyonunu yazdığı “İnsanın Anlam Arayışı” kitabı iki ana kısımdan oluşuyor: 1.kısım: Kampta geçen zaman, 2.kısım: Yukarıda bahsettiğim ve kendisinin sonradan Logoterapi adlandırdığı “okul”unun içeriği.
Kitabın ilk yarısını toplama kampında yaşanan hikayeler oluşturuyor. Müthiş bir anlatım! Üç senelik kamp hayatını oluşturan bu hikayelerde belirtilen ayrıntıları orada olmamış birinin anlatması mümkün olamaz diye düşünüyorum. Kitabı tavsiye ettiğim kişilerden biri hatta bu safhada okumayı bıraktı, ama bir insanın karşı karşıya kalabileceği acı ve ızdırap bu kadar gerçekçi anlatılabilir sanırım.
Kitabın ikinci yarısı Frankl’in geliştirdiği, insanların aslında farkında olmadan bile hayatlarında nasıl anlam bulduklarını ve/veya bulabileceklerini anlatan, sayısız araştırma ve terapi sonrası elde edilen gözlemler üzerine kurgulu Logoterapi üzerine Frankl bu kitapta hayatlarımızın anlamı bulunur mu, yoksa koşullara uygun olarak yaratılır mı sorusuna cevap arıyor. Frankl’a göre, anlam bulunmaz; yaratılır.
“anlam boşluğu psikolojik yönden yıpratıcıdır. yaşamı anlamlı olan kişiler her türlü dış tehlike ve zorluklarda yaşamlarını sürdürebilirler”.
2 Eylül 1997 yılında vefat eden Frankl’in bu eseri hayat üzerine müthiş bir içgörü. İnsanın Anlam Arayışı psikoloji odaklı olmasıyla birlikte en az bir o kadar ruhani konulara dokunuyor. Yani bilincimize dokunduğu kadar ruhumuzu da okşayan bir eser.